[Bilimin dünyasında yaşamak «quantité», kemmiyet dünyasında yaşamak demektir. Kendimizle veya başkalarıyla ilgili herşeyi sayılar, sıralamalar, birbiri yanma konulan, birbiriyle karşılaştırılabilen nesneler aracılığıyla kavrıyoruz. İnsan olarak bilincimizi «quantification»ler belirlediği için, bugünün insanları olarak bizler kemmiyet hakimiyeti altında yaşamayı olağan, yerinde ve hatta isabetli, kaçınılmaz saymayı uygun görüyoruz. - İ. ÖZEL, TAHRİR VAZİFELERİ, TİYO, Nisan 2018, s.: 206]

18 Nisan 2009

Evrim Deneyi - Kemal Kıvanç Aköz

Evrim Deneyi - Kemal Kıvanç Aköz

Evrim Kuramını bir inanç meselesi zanneden cemaatin çokça sevdiği bir argüman vardır : Evrimin gerçekleşmesi olasılığı o kadar düşük ki, insanın 4.5 milyar yılda rast gele oluşması imkansız! Bu argümanı desteklemek için sıkça yapılan bir benzetmeye göre sokağa yığılmış kum, kiremit, çakıl ve suyun rast gele inşaat olması ihtimalinden daha düşükmüş evrimin gerçekleşme olasılığı. Bu kısa yazıda uzun süre aklımı karıştırmış olan bu argümanın saçma olduğunu biyoloji bilgisi kullanmadan iddia edeceğim.
Öncelikle argümanı iki kısma bölelim. İlk kısmı evrimin gerçekleşme olasılığının varlığını ve bunun bilimciler tarafından en son haliyle hesaplandığını iddia ediyor. İkinci kısmı ise bu hesaplanmış olasılığın büyüklüğünü kullanarak dünyanın yaşının evrimin gerçekleşmesine izin vermeyecek kadar küçük olduğunu iddia ediyor. Önce kolay olan ikinci kısımdan başlayalım ama önce izninizle olasılığın ne demek olduğunu kısaca açıklamaya çalışayım.
Olasılık kavramının aksiyomatik kurgusu ilk olarak, bu kurgu için Lebesque'in ölçüm ve integral kuramını kullanan ünlü matematikçi Kolmogorov tarafından yapılmıştır. Bu yazıda bu kurguyu kullanacağım, çünkü uygulamalı bilimlerde (fizik, iktisat, istatistik, v.s.) en fazla kullanılan kurgu bu. Olasılık kavramının arkasında bir deney fikri vardır. Öncelikle bu deneyin gerçekleşmesi mümkün olan tüm sonuçları belirlenir. Bu sonuçların oluşturduğu kümeye durumlar kümesi/uzayı denir. Farz edin ki deneyimiz bozuk para atmak olsun. Bu deneyin iki sonucu var: {Yazı, Tura}. Bu durumlar kümesi belirlendikten sonra, ölçebileceğimiz olayların ne olduğuna karar veririz. Her olay, durumlar kümesinin bir alt kümesine karşılık gelir. Para deneyinde bu, tüm alt kümelere denk geliyor: {0, {Yazı}, {Tura}, {Yazı, Tura}}. En sonunda da bu olaylara, yani alt kümelere sayılar atılır. Para örneğinde sayılar şöyledir: boş kümenin (0) gerçekleşme olasılığı, yani hiçbir şey olmama olasılığı 0, Yazı gelme olasılığı 1/2, Tura gelme olasılığı 1/2, {Yazı, Tura}} gelme olasılığı, yani herhangi bir şeyin olması olasılığı ise 1.
Şimdi gelelim argümanın çürütmesi nispeten kolay ikinci kısmına. Bu alt argümana göre, biri oturup evrim deneyi yapmaya çalışsa, deneyin sonucunda insan gibi karmaşık bir canlının oluşması olasılığı o kadar düşükmüş ki, bu deneyin beklenen başarı süresi dünyanın şu anki yaşının bilmem kaç milyar katıymış. Bu argümanın neden saçma olduğunu yukarıda tarif ettiğim para örneğini kullanarak açıklayayım izninizle. Para örneğindeki olasılıklara baktığımızda arka arkaya para atmaya başlayan birinin beklenen Yazı görme süresi 2'dir. Yani tahminen iki atıştan sonra en az bir tane Yazı gelecektir. Eğer iki atışta da Yazı gelmezse, tahmin yanlışmış demeyiz. Tahminimiz yanlış olabilir deriz ve olasılıkları deneyin sonuçlarına göre tekrar atarız. Ama eğer parada hile falan yoksa, tahminin tutmamış olması bile hiçbir şey ifade etmez. Tahmin zaten olasılıksaldı, tutmaması ihtimali tahmin oluşturulurken de vardı.
Evrim meselesine gelirsek; elimizde sadece bir tane gözlem ve yapılan deneyler var. Bu deneylerin birinde hesaplanan tahmini olasılıklara bakıp evrim kuramı yanlıştır demek anlamsızdır, çünkü tahmin zaten olasılıksaldı. Evrimin tahmin edilen süreden daha kısa sürede gerçekleşmiş olma olasılığı eğer sıfırdan büyükse, ortalıkta evrim kuramını çürüten bir çalışma yok demektir. Hatta bu tahmini olasılık 0 olsa bile evrim kuramını çürütecek bir argüman olmadığını söyleyebiliriz, ama bunu sonra söyleyelim izninizle.
Aslında yazıyı burada bitirebiliriz, çünkü evrimle ilgili yukarıdaki argümanın yanlış olduğuna dair geçerli bir gerekçe verdim. Bu kısmı oldukça kolaydı. Ama bana göre yukarıdaki cümlenin -yanlış olmasının dışında- kurulmuş olması bile saçma. Bu iddiamı desteklemek için metafizik üzerine biraz düşünmek yeterli olacaktır.
Yukarıda tarif ettiğim gibi, bir olasılıktan bahsedebilmek, içinde olasılık geçen bir cümle kurmak için bir durumlar kümesinden bahsedebilmek gerekir. Evrimin gerçekleşme olasılığından bahsedebilmek için de yine bir evrim deneyinden bahsedebilmek gerekiyor. Ancak biz evrenin hangi koşullarda oluştuğunu bilmiyoruz. Üzerinde evrimin gerçekleştiği içinde yaşadığımız evrenin böyle değil de, başka türlü nasıl olabileceği konusunda hiçbir fikrimiz yok. Elimizde sadece bir tane evren gözlemi var, o da içinde yaşadığımız evren. Ötesinden bilimsel olarak bahsetmek tamamen saçmalıktır. Bu yüzden evrimin gerçekleşme olasılığından bahsetmek de saçmadır. Diyelim bir evrim deneyi var hakikaten. O zaman mesela bu deneyde kaç çeşit evren olduğunu ve deneyin kaç defa yapıldığını bilmiyoruz. Belki bu deney sonsuz defa tekrarlandı ve evrimin gerçekleşme olasılığı sıfır olmasına rağmen evrim gerçekleşti. Belki de en başarılı denek bizdik. Belki de değildik, alternatif bir evrende bu kadar sürede dünya barışına ulaştılar belki. Belki de ortada deney falan yoktu, bir yaratıcı vardı ve evrimi şaşmayacak biçimde çat diye başlattı. Bu senaryolar bizim gözlemlerimize ve aklımıza dayanarak anlayabileceğimiz, yorumlayabileceğimiz senaryolar değil. Bu senaryolar hakkında konuştuğunuz anda bilimin sınırlarının dışına çıkmış ve kişisel inançların sınırlarının içinde girmiş olursunuz.
Güzel, argümanın ifade edildiği cümlenin kurulması bile yanlıştı. Ama yazının kapsayıcı olması için son bir sorunun daha yanıtını düşünelim isterseniz. Eğer evrimin olasılığı gibi bir kavram saçmaysa, neden biyoloji biliminde bu tarz olasılık hesapları yapılıyor? Bu sorunun yanıtı için azıcık bilim yöntembilimi ya da felsefesi bilmek yeterlidir.
Bilimde içinde yaşadığımız sistemin nasıl işlediği anlaşılmaya çalışılır. Bunun için gözlemlerde örüntüler ya da sistemde bir düzen aranır. Bu, biraz kişisel tavırların da etkisiyle, bir düzen önermesine, yani hipoteze dönüşür. Sonra bu hipotez doğru kabul edilerek birtakım gözlemler yapılır. Eğer gözlemler hipotezin gerektirdiği gibi çıkmıyorsa, hipotez kendi bakış açısı altında bile yanlışlanmış olur. Hipotez gözlemler ışığında güncellenir. Eğer gözlemler hipotezi yanlışlamazlarsa, gözlemler hipotezin bakış açısında yapıldığı için hipotezin doğruluğu hakkında kesin bir şey söyleyemeyiz. Hipotez bir sınavdan geçmiş demektir, ama daha çok sınava tabi tutulması gerekir. Hipotez birçok gözlemle uyuşuyorsa ve dahası gözlem ve tümdengelim sayesinde daha yanlışlanmamış birçok alt hipoteze kaynaklık ediyorsa, o hipotez yavaş yavaş bir teoriye, kurama dönüşür. Bunu, hipotezin bilim cemaati içindeki gücünün artması şeklinde de ifade edebiliriz.
Evrim kuramı da böyle bir kuramdır. Darwin'in hipotezinin zamanla daha bir çok alt hipotez ve gözlemle desteklenmesi sonucu tam tekmil bir kurama dönüşmesi sonucu oluşmuştur. Evrim kuramını test edecek gözlemler yapmak için, evrim deneyleri yapılır, bunlar belli alt hipotezlere dayanılarak oluşturulmuş simülasyonlardır temelde. Bu deneyler sonucunda bazı tahminler yapılır. Bu tahminler eldeki kuramla tam olarak uyuşmuyorsa, mesela deneydeki düzeneğin evrime izin verme olasılığı çok düşük çıkmışsa, o zaman bu evrim kuramının yanlış olduğunu göstermez, deney düzeneğini oluşturan bazı alt hipotezlerin yanlış olabileceğini gösterir. Bunun üzerine yeni deneyler yapılır. Bazı şarlatanların evrimin gerçekleşme olasılığı diye aktardığı olasılıklar bunlardır.
Bu son paragrafa dayanarak denilebilir ki, eğer evrim konusunda karşıt ama bilimsel bir tavra sahip olmak istiyorsanız, oturup evrime alternatif yeni bir hipotez oluşturmanız ve yaptığınız gözlem ve tümdengelimle bu hipotezinizi savunulabilir hale getirmeniz gerekir. Bunu yapmadan evrim kuramı hakkında atıp tutan biriyle karşılaşırsanız arkanıza bakmadan kaçın kendisinden, çünkü kendisi bir şarlatandır.
Evrimi ateizmin resmi ideolojisi zanneden insan ve kurumlar da mevcut ne yazık ki. Eğer bir bilimci çıkıp bir bilimin Tanrı'nın olmadığını ispatladığını iddia ederse, o bilimci muhtemelen bilim felsefesi bilmiyordur. Kendisine o bilimin bu iddiayı nasıl oluşturduğunu sorun, birtakım teknik bilgiler vermeye başlayacak ve bu teknik bilgileri yorumlamaya başlayacak. Tanrı'dan bahsetmeye başladığı yere dikkat edin. Yaptığı yorumların o aşamasında ya da birkaç adım öncesinde bir sorun yakalayacaksınız.
http://www.haber10.com/makale/14832/